Yapay Zeka Ağ Yönetiminde Önemini Kanıtlıyor
Yapay zekanın günümüz hayatında faydalarına ve potansiyel risklerine odaklanacağımız bu yazıda, öncelikle Yapay Zeka çalışmalarının başlangıcına bir göz atalım diyoruz.
1950’lerde John McCarthy, Marvin Minsky, Nathaniel Rochester ve Claude Shannon gibi yapay zeka alanının öncüleri, yapay zekayı şöyle tariflemektedir: öğrenmenin her yönü, her türlü özelliği ve prensibi o kadar net bir şekilde tanımlanırsa, tüm bunları simüle etmek için bir makine oluşturulabilir.
Makine öğrenimi alanındaki gelişmeler, birçok iş sürecinde karar verme ve problem çözme adımlarına yeni bir yaklaşım sunuyor. Endüstri firmalarında makinelerin iletişimini sağlayarak tüm üretim proseslerini otomatikleştirmekten, dijital servis platformlarında sunulan ürün ve hizmetlerin (navigasyon, film, müzik, medya platformları ve sosyal medya uygulamaları, vb.) mükemmel bir şekilde işlemesi ve kişiselleştirilmesi için yapay zekanın ağ yönetim gücü kullanılıyor.
Ayrıca Yapay Zeka makine öğrenimi ile desteklenerek birçok platformu, ürünü ve servisi geliştirmek ve müşterilere değer kazandırmak için kullanılıyor. Örneğin navigasyon uygulamaları kullanıcılarından topladığı verilerden faydalanarak her adımda öneri sunan ve zaman geçtikçe daha da iyi trafik tahminleri sunan dinamik bir servis sunabiliyor. Bu yazılım daha çok veri edinerek daha iyi hizmet sunuyor, daha çok hizmet sundukça daha çok kullanıcıya yani daha çok veriye ulaşıyor. Ve yazılımı kullanan kişiler için değeri ise, tahminler verileri kullanıp iyileştikçe ve de akıllı telefon ve ağdaki diğer cihazların ağ güçlerinden faydalandıkça artıyor.
Öte yandan bir teknoloji aracında gelişme elde edilince, bu, başka bir teknoloji uygulamasının ya da aracının işleyiş veya tasarım hedefleriyle çelişebilir. Örneğin bir yazılımın, diyelim ki bir müzik uygulamasının öneri mekanizmasının geliştirildiğini hayal edin. Bunun kullanıcılar için kişiselleştirme seviyesini ve kullanım kolaylığını nasıl iyileştirebileceğini düşünün. Bununla birlikte, öneri mekanizmasındaki iyileştirmeler, gizlilik endişelerine neden olabilir ve yazılımın siber güvenlik açısından güvenliğinin artırılmasını talep edebilir. Çünkü Yapay Zeka ile sunulan tüm bu özellikler (kişiselleştirme, iyi tahminleme ve öneriler) daha çok veri işlenmesi ve kullanıcıların hayatlarına daha çok erişim demektir.
Yapay zekadan faydalanırken (E-ticare sitesi ürün önerisi, Netflix Tam Sana Göre’si de dahil) Nasıl Daha Güvende Oluruz?
Eğer birçok bulut tabanlı çalışan hizmet kullanıyor ve yapay zekadan yararlanan içerik platformlarına da üye iseniz cihazınızı ve bağlantınızı güven altına almak için VPN (Virtual Private Network) hakkında öğrenmeniz gereken şeyler var diyebiliriz. Çünkü VPN’ler güvenli ve şifreli bir iletişim kurmanızı sağlayan ve veri paylaşımını daha güvenli hale getiren ağ geçitleri yaratırlar.
Sıradan kullanıcılar ve özellikle internette birçok platformdan yararlanan, şifre paylaşan, uygulamaların cihazından veri toplamasına izin veren tüm kişiler, VPN hizmetinden yararlanmalıdır. Özellikle Covid-19 koşulları ile gitgide artan internete bağlı kalma süresi ve aktivitelerin artması, verilerinize erişen, cihazlarınızdan konum, rehber, galeri, mesajlaşma gibi yetkiler isteyen tüm uygulamalara karşı ekstra güvenlik tedbiri almanızı gerektiriyor.
Yapay Zekadan faydalanan şirketler ne yapmalı?
Gün geçtikçe yapay zekanın günümüz platformlarında, sosyal medya uygulamalarında ve çeşitli yazılımlarda geniş çapta benimsenmesi ve yayılması, ağ etkilerine başka bir bakışı garanti ediyor. Artık günlük yaşamda her şeye, her işleme dahil olan bilgisayar kavramı, sadece kullanıcılar açısından daha çok bağlantı kurmak anlamına gelmiyor. Birçok yapay zeka destekli platform şirketlerinin yapay zeka yardımıyla keşfettiği ve faydalandığı yeni veri ağlarının ortaya çıktığı anlamına da geliyor.
Günümüz şirketleri birkaç yıl önce yaptığı ağ işlemlerinin artık yaklaşık 10 katını üretiyor. Kurumsal bilişim teknolojileri sistemlerinin artan karmaşıklığı, departmanlar, çalışanlar, yöneticiler ve tedarikçiler arasında akıllı bir şekilde koordinasyon ve iletişim kurulması ihtiyacını artırmıştır
Esnek, hızlı, taleplere cevap verebilen ağ yönetimi hizmetlerine ihtiyaç şirket içinde artarken, müşterilerin beklentileri de benzer şekilde artmıştır. Yapay zeka, makine öğrenimi ve veri yönetimi son derece karmaşık sorunların insan müdahalesinden daha hızlı, daha ucuz ve daha doğru bir şekilde çözmek için yeni fırsatlar sunuyor. Yapay zeka ile birden fazla ağ ve cihaz arasında iletişim optimize edilebiliyor ve kullanıcı deneyimleri yönetilebiliyor.
Farklı alt yüklenici şirketlere, insanlara ya da ekiplere işleri atamaktan ya da outsource etmekten ziyade, yapay zeka ile elde edilen otomasyon faydaları, maliyet tasarrufu ve çözüm verimliliği giderek daha fazla tercih ediliyor. Peki ya veri güvenliği ve siber riskler için gerekli önlemler alınıyor mu?
Verilerin sorumlu bir şekilde kullanmak ve yapay zeka becerilerini tam olarak kullanıcılara anlatabilmek de dahil olmak üzere, dijital platform ve yazılım sunan şirketler veri güvenliği kaybı, verilerin korunması, verilerin çalınması gibi kazalardan kaçınmalıdır. Çünkü verileri hizmeti iyileştirmek, kar etmek ve kullanıcı bağlılığını artırmak için kullanırken yaşanacak her türlü veri ihlali ve suçu geri dönülmez değer kayıplarına yol açabilir.
Burada en önemli noktalar, şirketlerin veri paylaşımı ihlalleri, veri gizliliği ihlalleri ve açıklanamayan makine davranışları ile oluşan istenmeyen sonuçları izlemesi, kontrol etmesi, gerektiğinde problemleri çözmesi ve kullanıcılarına bunları tam anlamıyla açıklaması gerekmektedir.
İçindekiler