Haberler

Üniversite Tercihlerinde Dikkat Edilmesi Gereken Husular

Tercih dönemi öğrencilerin yaşantılarındaki en stresli dönemlerden biri olduğu için sağlıklı karar vermede zorluk yaşamaktadırlar. Öğrencilerin yaşadığı stresle yanlış karar vermemeleri adına bu dönemde yapmaları gereken iş süreçte adım adım ilerlemeleridir.

Öncelikle tercih yaparken yaşanılan sorun, seçecekleri üniversite programlarını nasıl sıralayacaklarıyla ilgili oluyor. Burada üniversite adaylarının kafası karışıyor ve önceliklerinin ne olduğunu belirleyemiyor. Bazı üniversite adaylarının girmek istediği programları en yüksek puandan en düşük puana göre sıralaması, bazılarının önce istedikleri en yüksek puanlı fakülteleri sonra daha az istediklerine göre sıralaması, kimilerinin illere göre tercih yapması veya istenilen illerdeki herhangi bir bölümü tercih etmeleri ya da bulunduğu ile göre sıralama yapması düşülen en büyük hatalardandır.

HANGİ BÖLÜMÜ İSTEDİĞİNİZE KARAR VERİN

  1. Aldığınız puan, seçeceğiniz üniversite ve meslek ne olursa olsun, asıl olan üniversite eğitimi ve sonrasında mutlu ve keyifli bir hayat sürebilmek, yapılan işten memnun olmaktır. Yani seçeceğiniz bölümden mezun olduktan sonra “ben bu işi severek yapabilirim” dediğiniz bölüme karar verin. Tercih etmeyi düşündüğünüz mesleğin sizin ilgi ya da yeteneklerinizle uyumlu olup olmadığına bakın.
  2. Okuyacağınız bölüme karar verdikten atılması gereken en doğru adım, adayın gerçekten okumak istediği bölümleri, en çok okumak istediğinden başlayarak sıralamasıdır, yani “istek” sırası yapması en doğru olanıdır. Bu tip bir listede düşük bir programdan sonra ondan daha yüksek puanlı bir program gelebilir. Pek çok kişi bunun hatalı olduğunu söylese de bu şekilde bir tercih sizi istemediğiniz bir bölüm okumaya zorlamaz. İşin özü şu: Puanı yetmediği için düşük puanlı programa giremeyen bir aday, bundan sonra yazmış olduğu daha yüksek puanlı programa da giremez. Programların taban puanları yıllara göre değiştiğini de göz ardı etmemek gerekir. Bu nedenle düşük puanlı bir programdan sonra yazılan yüksek puanlı bir program, o yılki tercihlere bağlı olarak daha düşük bir puana gerileyebilir.

PUANLARI DEĞİL, SIRALAMAYI KULLANIN

“Puanlar önemli değil, önemli olan sıralamadır.” sözünü bu süreçte sıklıkla duyarsınız. Bu gerçekten doğrudur. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi yıllara göre puanlar değişebilir. Burada sizi daha az yanıltacak olan sıralamadır. Çoğu üniversite adayı, tercihleri yaparken puanlara bakarak, kendi puanıyla bölümlerin puanını kıyas yaparak tercih yapar. Ancak bu şekilde yapılan bir tercih yapan adaylar Türkiye’deki soru çözüm ortalamasına göre puanların değiştiğini göz ardı eder. Sıralamalar yıldan yıla bu durumdan çok az etkilenmektedir.

SIRALAMA TUTUYOR DİYE İSTENMEYEN BÖLÜM TERCİH EDİLMEMELİ

Yukarıdaki bölüme karar verme aşamasında bahsettiğim gibi çok önemli bir kısım vardır: “Çalışırken zevk alabileceğim, işimi yaparken yararlı olabileceğim bölüm hangisi?” Doğru tercih yapmak için bundan önemli bir soru daha yoktur. Puanın istediğin alana yetmiyor diye okumaktan hiç zevk almayacağın, mezun olduktan sonra bu işi yaparken de istemeyerek icra edeceğin bir bölümü tercih etmek doğru görünmüyor.

Tercih döneminde, adaylarda ve velilerde kaç net yaptığından veya sınavdan kaç puan aldığından daha çok, tercihlerde hata yapıp yapmama ile ilgili korku yaşanıyor.

Böylece hata yapma korkusu, stres adayları yanlış tercihler yapamaya itiyor. Üniversite adayları, aile-çevre baskısı da hata yapmaya itiyor ve yapılan en büyük yanlışlardan bir tanesi de puan tutuyor diye bölüm tercihi yapılıyor. Tercihlerde yüzde yüz başarıyı yakalamak zor, mükemmeliyeti yakalamak mümkün değil. İstek sırası çok önemli. İstek ortalamasında yüzde ellinin altındaki bölümler kesinlikle yazılmamalı.

Yanlış bir bölüm yazmak, ömür boyu çekilecek pişmanlığa neden olabilir. Adayların bu nedenle çok dikkatli olması gerekiyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu